Otizm

OTİZM NEDİR?

Tam adıyla "Otizm Spektrum" bozukluğu ya da kısa adıyla otizm, kişinin ilk çocukluk döneminde başlayan ve hayatı boyunca tüm yaşam kalitesini etkileyen, sözel ve davranışsal bir bozukluk çeşididir. Nörolojik ve ruhsal bir bozukluk olan otizmde erken tanı ve rehabilitasyon oldukça önemlidir. İlk 3 yaş döneminde belirtileri ortaya çıkmaya başlayan otizmin tamamen atlatılması için herhangi bir tedavi yöntemi yoktur. Bununla birlikte, hastalığın kişinin kaliteli bir hayat sürdürmesini ve toplum içinde sosyalleşmesini engelleyen etkilerini minimum düzeye indirmek için, çeşitli ilaç tedavileri ve rehabilitasyon yöntemlerinin uygulanması büyük yarar sağlamaktadır.

Randevu ve daha fazlası için bizi arayın

Bizi arayarak izlenmesi gereken süreç hakkında bilgi alabilirsiniz. değerlendirme, özel eğitim, servis ve randevu tamamen ücretsiz, devlet destekli olarak sağlanmaktadır.
OTİZM

TEDAVİSİ NASIL YAPILIR ?

Otizm tedavisi kapsamında tıp alanında dünyada yaygın olarak uygulanan bir ilaç veya ameliyat yöntemi söz konusu değildir. Otizm tedavisinde erken tanı ve erken müdahale oldukça önemlidir. Otizm rahatsızlığı kapsamında uygulanan tedavilerin temel amacı otizmli kişinin sosyal beceri ve bireysel yeteneklerini geliştirmek, yaşam kalitesi ve bağımsız hareket edebilme yeteneği kazandırmak, fiziksel ve zihinsel gerilemelerine engel olmak ve ebeveynlere otizm nasıl mücadele edilir konusunda destek olmaktır.

Otizmin Eksiklik Değil Farklılıktır

OTİZM

GENEL ÖZELLİKLERİ

Çoğunlukla göz teması kurmaz ve mimik kullanmaz. Ebeveyninin kucağına gitmek istediğinde ona doğru uzanmaz ya da tipik olarak ellerini yukarı doğru kaldırmaz. Ellerini çırpmak, parmak şıklatmak ya da sallanmak gibi hareketleri tekrar eder. Beden dili kullanıldığında çoğunlukla sert ve kabadır. İki yaşında 50'den az sözcük çıkarır ya da hiç konuşmaz. Cümle kurabilse de tek kelimeyle iletişim kurmayı tercih eder. Otizm belirtileri; iletişim, sosyalleşme, davranış ve duyusal alanlarda farklı olarak incelenebilir. Otizm varlığında görülen semptomların bir kısmı şu şekilde sıralanabilir:
Duygu, düşünce, bilgi alışverişi yapılmasına olanak tanıyan iletişim, gereksinimlerin ifade edilmesi ve diğer kişileri anlama becerisi olarak da tanımlanabilir. Otizmli kişilerde konuşma becerisi olsa da aşağıda listelenen iletişim güçlükleri görülebilir:
Diğer insanları anlamama,
Söylenenleri kelime anlamının haricinde mecazi olarak anlayamama,
Çok anlamlı ve eş sesli kelimelerin karıştırılması,
Konuşmaya başlama ve devam ettirme güçlüğü,
Sözcük ve ifadelerin sürekli tekrar edilmesi.
Otizmlilerin iletişim alanında yaşadıkları güçlükler, onların sosyalleşme becerilerini de olumsuz yönde etkiler. Sosyal kuralları tam olarak anlayamayan otizmli kişiler, diğer insanların arasına nasıl katılacaklarını bilemez. Çoğunlukla diğer kişilere karşı kaba bir tavır sergiler. Sosyal açıdan yetersiz olan otizmliler, dikkati toplama ve sürdürme konusunda zorluk çeker. Çevresindeki uyaranları ayırt edemez. Jest ve mimikleri doğru şekilde algılayamaz ve uygulayamaz. Otizmli kişiler; sıra bekleme, kurallara uyma, etkinliği bitirme, yönergelere uyma gibi konularda zayıftır. Oyun kurma ve sürdürme konusunda güçlük yaşar. Kendisiyle iletişim kurulduğunda nadiren gülümser ya da sesleri taklit eder.
Otizm, çoğunlukla tekrar eden davranışlara yol açar. Bu da kişinin, net alışkanlıklarının oluşmasına yol açar. Otizmli kişiler değişikliklerden hoşlanmaz ve belirli bir konuya güçlü bir şekilde ilgi duyabilir. Bu, onların saplantılı şekilde davranmalarına ya da konuşmalarına yol açabilir. Otizmli kişiler çoğunlukla aynı bedensel hareketi ya da el ve kol hareketini sürekli olarak tekrar eder. Bu kişiler rutinleri sever, rutinlerin dışına çıkmaktan hoşlanmaz.
Beynin duyu organlarından aldığı uyaranları alma ve kullanma biçimi, duyusal değerlendirme olarak tanımlanabilir. Duyusal değerlendirmede oluşan farklılıklar otizmli kişinin günlük davranışlarını etkiler. Farklı bir deyişle, diğer kişiler tarafından normal karşılanan şeyler onlar için çok heyecan verici, çok üzücü ya da endişe verici olabilir. Duyusal değerlendirme güçlüğü çoğunlukla işitsel, koku ve tat alma, dokunma, görme, hareket gibi uyaranlara karşı aşırı tepkilere yol açar. Ayrıca insanlar ve nesnelere karşı da diğer kişilerin anlamakta zorlandığı şekilde farklı tepkiler verebilir.